Yazar Koçluğu: Yazıya Bilinçli Eşlik
- Yazı Çizi Çeki Atölyesi

- 27 Eki
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 36false03 GMT+0000 (Coordinated Universal Time)
Yazmak çoğu zaman yalnız yapılan bir iştir. Yazar, masanın başına yalnız oturur, kelimeleri kâğıda döker. Ancak bu üretim ânı, yazarın yalnızca yazdığı metinle değil, kendisiyle de karşı karşıya kaldığı zamandır. Düşünceler, duygular, geçmişin yankıları; hepsi yazdıklarının arasına sızar. Yazar koçluğu tam da bu sırada devreye girer. Çünkü bazen birinin bize dışarıdan ama yargısız bir gözle eşlik etmesine ihtiyaç duyarız.

Yazar Koçluğu Nedir?
Literatürde yazar koçluğu, yazma sürecini destekleyen, yazarın üretkenliğini ve içsel farkındalığını güçlendirmeyi amaçlayan profesyonel bir rehberlik olarak tanımlanır. Bu süreçte odak; yazarın ne yazdığını değil, nasıl yazdığı; metnin içeriği değil, yazarın yazıyla kurduğu ilişkidir.
Yazar koçluğu, yazma sürecini sadece teknik bir beceri olarak değil, yaratıcı bir varoluş biçimi olarak görür. Bu yaklaşım, kişiye kendi sesini bulma, yazma disiplinini sürdürme, tıkanma anlarında içsel nedenleri fark etme ve yazının sunduğu dönüşüm alanını keşfetme fırsatı verir.
Editörlük Değil, Mentorlük Değil: Eşlik
Yazar koçluğunda, metin düzeltilmez, metne yön veya biçim verilmez. Bunun yerine, yazarın kendi yolunu bulmasına alan açılır.
Yazar koçluğu daha çok bir eşlikçi bir süreçtir. Bir doğa yürüyüşünde nasıl rehber kişiye yol gösterir, ancak zirveye çıkan kişinin kendisidir; yazar koçluğunda da koçluk yapan kişi yazanın yönünü bulmasına yardım ederken yazıyla baş başa kalıp yazan kişi yazardır.
Yazar koçluğunda yazıya yaklaşım teknik olduğu kadar duygusaldır da. Yazmakta zorlanan birinin “neden” yazamadığını anlamak için, bazen sözcüklerin ötesine bakmak gerekir. Çünkü yazma eylemi, aynı zamanda düşünme, hatırlama ve dönüştürme eylemidir.
Yazarın İçsel Sürecine Eşlik Etmek
Birçok yazara göre, asıl mesele kelimeleri bulmak değil, kelimeleri engelleyen iç sesi tanımaktır. “Yazar koçluğu” yazarın bu sesi duymasını, onu dönüştürmesini sağlar. Bazıları için bu, yazı disiplini kazanmak demektir; bazıları içinse uzun zamandır susturduğu bir hikâyeyi anlatabilmek.
Yazar koçluğu, üretkenliği artırırken aynı zamanda yazıya duyulan güveni de onarır. Çünkü yazmak, yalnızca metin üretmek değil; bir düşünme biçimi, bir yaşam pratiğidir.
Dönüştürücü Bir Süreç
Son yıllarda yazar koçluğu, farkındalık ve mindfulness gibi alanlarla da kesişmeye başladı. Yazmak, bir tür farkındalık pratiği olarak görülüyor artık: anda kalmak, duyguyu gözlemlemek, kelimelerle içsel bir alan açmak.
Bu perspektiften bakıldığında yazar koçluğu, sadece yazarlık değil, yaşamın bütününe yayılan bir farkındalık pratiğidir. Yazı üzerinden insanın kendi içsel ritmini, hikâyesini ve anlam arayışını keşfetmesidir.
Sonuç: Yazıyla Dönüşmek
Yazar koçluğu, yalnızca “Nasıl daha iyi yazabilirim?” sorusuna değil, “Yazı bana ne söylüyor?” sorusuna da yanıt arar.
Yazı aracılığıyla kendine yaklaşmak, hayatla yeni bir ilişki kurmaktır.
Belki de bu yüzden, iyi bir yazar koçu sana yeni kelimeler vermez, zaten içinde olan kelimeleri duymanı sağlar.


Yorumlar